Balıkesir Şarap Evi

Share on facebook
Facebook
Share on twitter
Twitter
Share on linkedin
LinkedIn

Balıkesir Şarap Evi

Balıkesir şarap evimizdeki, uygarlık tarihinin en eski içeklerinden olan şarabın bugünlere kadar gelişinin serüvenini hep beraber keyifle okuyacağınız.

İnsanlık tarihindeki her toplumda önemli olan, her hikayede yeri olan bu şarabın nereden, nasıl Balıkesir şarap evinin ev sahipliği yaptığı Cabernet Sauvignon, Merlot, Syrah, Chardonnay, Bornova misketi, Pinot Noir ve Öküzgözü üzümlerin mayalanmasının ve bizlere geldiğine bakalım.

Şarap Evindeki Şarapların Serüveni

Şarap, üzümün suyu çıkarıldıktan sonra suyun mayalanmasıyla içindeki nişastanın alkole dönüşmesi ile ortaya çıkan keyifli bir içecektir.

M.Ö 8000 yıl geriye gidip tarihe baktığımızda da uygarlıkları neredeyse hepsinin kendine has şarapları olduğunu göreceksiniz. Uygarlıkların tarihinde sadece keyifli bir içecek değil,  tarihe konu olmuş serüveni de vardır.

İnsanlık tarım çağına geçişi ile önce ekinlerden yiyecekler üretmeye başlamış sonrasında da bu mahsülleri ile yeni yiyecek formları bulmuşlardır.

Uygarlık tarihine baktığımızda bugün keyif alarak içtiğimiz içecekler ve yiyeceklerin hepsi birilerinin deneme yanılması ve gözlemleriyle günümüze kadar ulaşmıştır. İnsanlık, şarabı üzüm toplandıktan sonra fazla kalanını daha farklı formada depolamak için çeşitli yöntemler denerken şarap kendi kendine olmuştur. Fakat bu kadar eski bir içeceğin bir buluş hikayesi olmazsa olmazdır. 

Şarabın Hikayesi

Anlatılana göre, çobanın biri sürüsünü otlatmaya götürdüğünde öğle sıcağına denk gelir ve sürüsünü gölgeye alır. Dinlenirken birkaç keçinin olmadığını fark eden çoban biraz üzülür fakat öğle sıcağında da aramaya çıkmaz. Akşam olunca eksik keçiler sürüye sallana sallana katılır bu böyle her gün devam ederken bir çoban da keçileri takip eder.

Çobanın gördüğü şey ise hoşuna gitmiştir, keçiler yakındaki üzüm bağına  giderek orada yere düşen üzümleri yemektedirler ve yedikten sonra kendilerini sağa sola yuvarlayarak meleyerek yere düşerler.

Günün en sıcak zamanında yedikleri yere düşmüş üzümleri çoban da sürüsündeki keçiler gibi yer. Yere düşen üzümler güneşin sıcağı ile mayalanmıştır. Çoban ve sürüsü üzüme doyduktan sonra hep beraber keyifli bir baş dönmesi ile yerde otururlar. Çoban en başta bu bahçedeki üzümlerin büyü olduğunu düşünür ve her gün aynı bahçede güneşin tepede olduğu vakitte gider, yerdeki üzümlerden yer.

Balıkesir şarap evimizdeki şarapların ilk böyle ortaya çıktığına inanılan bu hikaye şarabın mitolojisidir de.

Şarap sadece bu hikayede geçmemektedir. Hint, İskandinav ve Yunan mitolojilerinde de birçok  hikayesi vardır. Hatta Yunan mitolojisinde şarabın tanrısı Dionysos vardır. Dionysos aynı zamanda mutluluk ve coşkuların da tanrısıdır. Diğer uygarlıkların mitolojilerine bakılda da , İskandinav mitolojinsinde de baldan yapılan şaraba tanrılar tanrısı Odin’in içkisi denmiştir. Hintlilerinin yaratılış hikayesinde de Varuni vardır. Varuni’de  de çalkalanan okyosnuslar şaraba dönüşmektedir.

Uygarlık tarihinde sadece bu üç mitolojide değil her toplumun hikayesinin bir kısmında şarap vardır. Özellikle Anadolunun verimli topraklarının ve dört mevsiminde görüldüğü bu diyarda en önemli temel besinlerden biri olup bizlerin hayatına karışmıştır. Şarap Anadolu’da hem bir besin hem de dini ayinlerde kullanılan kutsal bir içecek olmuştur.

Kadehleri her tokuşturan bilir ki bu çarpışma dostluğu ve güvenin göstergesidir. Uygarlıkların ortak dili olan bu tokuşturmadan sonra içilen her şarap zaten en güzelidir. İnsanlık sadece masada evede içmemiş ayinlerde de kutsama amacıyla kullanılıp, hayatı başlatan çizgi sayılmıştır. Şarap hayatın başlayan çizgisi olması da insanlığın günahlarını üstlenen Hz. İsa’nın kanı olarak geçmesi ve günümüzde de hala bu inancı sürürdürilenler tarafında böyle anılmaktadır.

Yukarıdaki anlatılanların hepsinin hikayesi, belki bugün sadece bizi okurken keyiflendirmektedir. Fakat şarabın tüm bu hikayeleri o günden bugüne varoluşunun kanıtlayan mitlerdir.

Anadolu’nun uygarlıklarının tabletlerinde de şarap besleyici bir besin olarak yer almaktadır.

Tüm bu  hikayelerdeki mitlerden bizim Balıkesir şarap evimizin içini dolduracak ve keyifle sizlere sunduğumuz serüven ortaya çıkmıştır.

Ma’adra Hikayesi

Tanrıça Ma tüm yeryüzünün tanrısı, yeryüzünde doğayı doğurarak insanlığa bahşettiği miti vardır. Antik çağlarda yaşayan Ege bölgesindeki halkın adını verdiği Madra dağı yeryüzünün ve doğanın tanrıçası Ma’dan gelmektedir. Ma yeryüzünü kutsal sütü  ile havayı, toprağı ve suyu emzirdiğine inanlmaktadır. Bu yüzden yeryüzünün anası olan tanrıça Ma’nın adı da Madra dağına halk tarafından veriliyor.

Balıkesir şarap evide  ismini yeryüzünü doyuran tanrıçadan almaktadır. Ana tanrıçanın kocası olarak anılan bu dağ ve  yeryüzü tanrısının Ma’yla dağlardan doğan şarabımıza aynı ismi verdik.

Katerina Monroe
Katerina Monroe

@katerinam •  More Posts by Katerina

Congratulations on the award, it's well deserved! You guys definitely know what you're doing. Looking forward to my next visit to the winery!